Перевод: со всех языков на все языки

со всех языков на все языки

ölümden sonra

  • 1 rigor mortis

    ölümden sonra kaslarin sertlesmesi, ölüm katiligi

    English to Turkish dictionary > rigor mortis

  • 2 Auferstehung

    rel basübadelmevt, ölümden sonra dirilme, kıyam, ölümden sonra yeniden dirilip ayağa kalkma

    Wörterbuch Deutsch-Türkisch Kompakt > Auferstehung

  • 3 dirilmek

    vi
    1) ( ölümden sonra) auferstehen
    2) ( hasta için) wiederauferstehen
    ölüp ölüp \dirilmek in Lebensgefahr schweben; ( fig) tausend Tode sterben
    uzun bir hastalıktan sonra dirildi er ist von langer Krankheit wiederauferstanden

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > dirilmek

  • 4 мёртвый

    ölü
    * * *
    1) ölü тж. перен.; ölümsü

    мёртвая тишина́ — ölümsü bir sessizlik

    2) → сущ., м ölü
    ••

    мёртвый язы́к — ölü / ölmüş dil

    мёртвый сезо́н — ölü mevsim

    мёртвое простра́нство — воен. ölü bölge

    мёртвая то́чка — ölü nokta тж. перен.

    стоя́ть на мёртвой то́чке — yerinde sayıp durmak

    воскресе́ние из мёртвых — ölümden sonra diriliş

    Русско-турецкий словарь > мёртвый

  • 5 reincarnation

    n. reenkarnasyon, ruhun başka vücutla yeniden dünyaya gelmesi, ruh göçümü
    * * *
    yeniden yaşama dönme
    * * *
    (the rebirth of the soul in another body after death.) ölümden sonra yeni bir bedende doğma

    English-Turkish dictionary > reincarnation

  • 6 auferstehen

    auf|erstehen*
    irr vi sein rel (ölümden sonra) dirilmek, (ölü iken) dirilip ayağa kalkmak

    Wörterbuch Deutsch-Türkisch Kompakt > auferstehen

  • 7 ba’süba’delmevt

    arapça بعث بعد الموت ölümden sonra diriliş.

    Osmanlı Türkçesi Sözlüğü > ba’süba’delmevt

  • 8 mebus

    arapça مبعوث 1.gönderilmiş. 2.milletvekili. 3.ölümden sonra dirilen.

    Osmanlı Türkçesi Sözlüğü > mebus

  • 9 damn

    (din) ölümden sonra cezalandirmak; lanet etmek, beddua etmek, lanetlemek; sövmek, yerin dibine batirmak; rezil etmek, mahvetmek,kahretsin!, lanet olsun!, o biçim, süper, son derece, müthis

    English to Turkish dictionary > damn

  • 10 νιάμερα

    olümden dokuz gün sonra

    Ελληνικό – Τουρκικό Λεξικό > νιάμερα

  • 11 как

    nasıl
    * * *
    1) нареч. nasıl; ne

    как пройти́ на у́лицу Го́рького? — Gorki caddesine nereden gidilir?

    как (чу́вствует себя́) больно́й? — hasta nasıl?

    как пожива́ешь / дела́? — ne âlemdesin?

    как (мне) не по́мнить! — hatırlamaz olur muyum hiç!

    как тут не вспо́мнить... — gel(in) de... hatırlama(yın)

    ну как тут не вспо́мнишь пре́жнего дире́ктора! — eski müdürü gel de arama!

    ты рад? - как не ра́доваться?! — sevindin mi? - Sevinilmez mi?

    как же по́сле э́того (мне) не зли́ться? — bundan sonra nasıl kızmam?

    он поступа́ет (так), как вели́т со́весть — vicdanı ne emrediyorsa onu yapıyor

    как бы мне побыстре́е зако́нчить э́ту рабо́ту — ne yapsam da şu işi bir an önce bitirsem

    не зна́ю, как ты, а я... — seni bilmem ama ben...

    2) нареч. ne (kadar)

    как стра́нно! — ne tuhaf!

    как тру́дно бы́ло ждать! — ne zordu beklemek!

    как мне хо́чется повида́ть его́! — onu görmeyi ne kadar isterim!

    как мно́го он зна́ет! — ne çok şey biliyormuş!

    а ведь как она́ его́ люби́ла! — oysa, ne severdi onu!

    знал бы ты, как он волнова́лся! — ne heyecan içindeydi, bilsen!

    ви́дели бы вы то́лько, как она́ испуга́лась! — ne kadar korktuğunu bir görseniz!

    как я бу́ду сча́стлив, е́сли он сде́ржит своё сло́во! — sözünü tutarsa ne mutlu bana!

    3) частица nasıl

    как! Ты ещё здесь / не уе́хал?! — nasıl? Sen hâlâ gitmedin mi?!

    она́ как закричи́т! — bağırıvermesin mi?; birden bağırmasın mı?

    4) союз gibi; kadar

    бе́лый как снег — kar gibi beyaz

    бесшу́мно, как тень — gölge sessizliğiyle

    он ну́жен нам как во́здух — ona hava kadar muhtacız

    он э́того бои́тся как сме́рти — bundan, ölümden korkar gibi korkuyor

    таки́е, как ты — senin gibiler

    он не тако́й терпели́вый, как ты — senin kadar sabırlı değildir, sendeki sabır onda yok

    то́чно так же, как и (его́) оте́ц — tıpkı babası gibi

    как бы извиня́ясь — af diler gibi

    ко́мната как ко́мната — alelade / bildiğimiz bir oda

    де́лай / поступа́й, как я — yaptığım gibi yap / davran, ben nasıl yaptımsa sen de öyle yap / davran

    в строи́тельных дела́х он разбира́лся, как хоро́ший инжене́р — yapı işlerinden iyi bir mühendis kadar anlardı

    5) союз (в качестве кого-чего-л.) olarak, diye

    мне его́ предста́вили как худо́жника — bana onu ressam diye tanıttılar

    как ста́ло изве́стно — öğrenildiğine göre; öğrenildiği gibi

    мост, постро́енный, как предполага́ют, в пя́том ве́ке,... — beşinci yüzyılda kurulduğu sanılan köprü

    7) союз ( когда)...dığı zaman / sırada,...dıkta; iken;...ır...maz,...dı mı ( как только);...dıktan sonra (после того, как); (her)...dıkça ( всякий раз как);...alı ( с тех пор как);...madan (önce) ( перед тем как); oysa ( между тем как)

    задо́лго до того́, как стемне́ло — karanlık basmadan çok önce

    с того́ дня, как он прие́хал — geldiği günden beri

    не прошло́ и неде́ли, как... — aradan bir hafta geçmemişti ki...

    как поду́маю об э́той ава́рии,... — ben o kazayı düşündükçe...

    вот уж бо́льше го́да, как... — bir yıldan fazla bir süredir...

    вот уж мно́го лет, как... — yıllar var ki...

    8) союз ( кроме) başka

    э́то не что ино́е, как... — bu...dan başka bir şey değildi

    ина́че, как изме́ной, э́то не назовёшь — buna ihanetten başka isim verilemez

    кому́ же им помо́чь, как не тебе́? — onlara sen yardım etmesen kim etsin?

    ну кому́ ж пла́кать, как не мне! — ben ağlamayayım da kim ağlasın?

    я ви́дел как он сел в авто́бус — otobüse bindiğini gördüm

    ••

    как бу́дто —...mış gibi;...mış ( кажется)

    как оди́н (челове́к) — tek adammışçasına

    как раз наоборо́т — tam tersine

    э́ти сапоги́ мне как раз — bu çizme ayağıma tam / tastamam geliyor

    не зна́ю, как вы, а я... — sizi bilmem ama ben...

    что, никаки́х весте́й нет? - Как не быть, есть! — haber yok muymuş? - Var ya, olmaz olur mu?

    как он ни сопротивля́лся — her ne kadar direndiyse de

    как бы он ни сопротивля́лся — ne kadar direnirse dirensin

    как мо́жно быстре́е — bir an önce, mümkün olduğu kadar çabuk

    э́тот, как его́... — şey, neydi adı...

    Русско-турецкий словарь > как

  • 12 hereafter

    bundan sonra, gelecekte,ölümden sonraki yasam, ahret

    English to Turkish dictionary > hereafter

См. также в других словарях:

  • ba'de'l-mevt — ölümden sonra; öldükten sonra …   Hukuk Sözlüğü

  • NEŞ'E-İ UHRÂ — Ölümden sonra mahşerde yeniden dirilmek. Buna Neş e i sâniye de denir …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • uçmak — 1. nsz, ar 1) Kuş, kanatlı böcek vb. hareketli kanatları yardımıyla havada düşmeden durmak, havada yol almak Biraz havalanıp bir başka kayaya kadar uçtu. S. F. Abasıyanık 2) Uçak vb. araçlar özel mekanizma ile yerden yükselmek, havada yol almak… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • diriliş — is. 1) Dirilme işi veya biçimi, dirilme, canlanma 2) mec. Yeni bir atılımla güç kazanma 3) din b. Dinî inanışlara göre ölümden sonra dirilme, basübadelmevt …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kıyam — is., din b., Ar. ḳiyām 1) İslam inancına göre, ölümden sonra yeniden dirilip ayağa kalkma 2) din b. Namazda ayakta durma 3) esk. Ayağa kalkma, ayakta durma 4) esk. Bir işe girişme, kalkışma, teşebbüs etme 5) esk. Ayaklanma, başkaldırma, karşı… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kırkı çıkmak — doğumdan veya ölümden sonra kırk gün geçmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ba'süba'delmevt — (A.) [ تﻮﻤﻝا ﺪﻌﺑ ﺚﻌﺑ ] ölümden sonra diriliş …   Osmanli Türkçesİ sözlüğü

  • mebus — (A.) [ ثﻮﻌﺒﻡ ] 1. gönderilmiş. 2. milletvekili. 3. ölümden sonra dirilen …   Osmanli Türkçesİ sözlüğü

  • BA'DEL MEVT — (Ba de l mevt) Ölümden sonra …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • KIYAM — Ayakta durmak. Ayağa kalkmak. * Ayaklanmak. İsyan. * Ölümden sonra tekrar dirilmek. * Bir işe başlamak, devam etmek. * Satılan bir mal hakkında müşteri ile anlaşıp kararlaşma. * Canlanmak. * Kıyâmet günü (mânâsına da gelir). * Namazın iftitah… …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • Kenan Evren — Infobox President | name = Kenan Evren nationality = Turkish small| order = 7th President of the Republic of Turkey term start = 12 September 1980 term end = 9 November 1989 vicepresident = predecessor = Fahri Korutürk successor = Turgut Özal… …   Wikipedia

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»